29 Ağustos 2008 Cuma

Cinsel Çekicilik Hakkında














Çesitli arastirmalar, her türden duygusal uyarimin, cinsel çekime ve aska yol açabildigini göstermistir. Birlikte coskulu, eglenceli, tehlikeli ya da ürkütücü deneyler yasayan insanlarin sonunda birbirlerine çekildikleri ya da asik olduklari sik sik rastlanan bir gelismedir. Savas veya tatil gibi "normal"in disinda sayilan dönemlerde insanlarin daha romantik ve tutkulu iliskilere girmesinin nedeni budur. Ancak bu iliskiler genellikle uzun ömürlü olmaz. Büyük olasilikla, kisilerin bir takim duygulanmalari, yanlislikla aska atfetmeleri bu ömürsüzlüge yol açmaktadir. Belirli bir duygu yasandiginda iki türlü uyarim sözkonusu olur; Birisi fizyolojiktir, digeri ise bu uyarimin zihinsel olarak örnegin korkuya, öfkeye veya aska atfedilmesidir. "Askin atif kurami" olarak adlandirilan bu açiklamaya göre, birçok insan bu yanilgiya düsebilir. Örnegin, karsi cinsten biriyle karsilastiginda fizyolojik olarak çokça coskulanan bir kimsenin bu duygulanimi yanlislikla "ask" olarak tanimlamasi pek mümkündür.


Cinsel çekim ve ask birbirlerinden ayri seyler olmakla birlikte karsi cinsten iki insanin birbirlerini tanimak için bir arzu duymalarinda cinsel çekimin oynadigi rol açiktir. Yanlis bir kani uyandirmamak için çekicilik kavramini hemen tanimlamak gerekir. Bir çok insan bunun daha çok fiziksel oldugu yolunda, gerçege dayanmayan bir düsünceye sahiptir. Ilk cazibenin, genellikle görme duygusuyla algilanmasi bu yanilginin temel kaynagidir. Evet, çogunlukla iki insan arasindaki cinsel çekim baslangiçta görsel olur. Süslenmeye ve giyime verilen bunca önemin baslica nedenleri bu görsellik boyutunda yatmaktadir. Ellen Berscheid'in yaptigi arastirmalar, insanlarin genellikle cinsel çekicilikleri kendilerine yakin olan kimselere ilgi duydugunu, onlara çekildigini ortaya koymustur. Berscheid, inceledigi gruptaki insanlara, karsi cinsten kisilere ait resimler gösterip hangileriyle tanismak istediklerini sormustur. Öyle pek güzel olmayanlardan yalnizca bir veya ikisi, bariz güzel olan kisilerin resmini seçmistir.



Büyük çogunluk ise reddedilmek veya basaramamak korkusu ve kendileriyle ayni düzeyde çekiciligi olan biriyle daha rahat olacaklari düsüncesiyle bundan kaçinmistir. Denenen grup içindeki insanlar, seçim yaparken akilci ve pratik kaygilarla hareket etmeyi tercih etmislerdir.
Herseye ragmen cazibenin kaliciligi, yani sürekliligi açisindan belirleyici olan,
görsellikten sonra gelen asamadir. Karsilikli konusmayla birbirlerini tanimaya adim atan insanlarin ilk andaki çekilimlerinin devami, bu evrede aldiklari bilgilerle sinanacaktir. Aslinda bir takim arastirmalar, kadin ve erkek arasinda cinsel çekim açisindan bazi farkliliklar bulundugunu ortaya koymustur. Kadinlarin genellikle fiziksel görünüme erkeklerden daha az önem verdigi, bunun aksine yakinlik, içtenlik ve hossohbetlik gibi nitelikleri aradiklari belirlenmistir. Egilimlerinin bu yönde oldugu arastirmalarla dogrulandigi halde kadinlarin en fazla önem verdigi özelliklerin siralamasi pek kesin degildir. Kaliforniya Üniversitesi ögrencileri arasinda yapilan bir arastirma, erkeklerin kadinlarda en fazla aradigi dört niteligin sirasiyla; fiziksel çekicilik, erotizm, sevecenlik ve hossohbetlik oldugunu, kadinlarinsa en fazla basari, liderlik ve mesleksel ve ekonomik basari aradiklarini ortaya çikarmistir. Ele alinan gruptaki kadinlarin yüksek ögrenimli ve genç olmalari, karakterden çok basari faktörüne agirlik vermelerine yol açmistir. Oysa daha yasli ve güvenli kadinlar için kisilik herseyden önde gelmektedir. Ancak ne olursa olsun, kadinlarin niteliksel özelliklere önem verdigi ve dis görünümden erkekler kadar etkilenmedigi genel bir kuraldir.
Erkekle kadin arasindaki bu farklilik büyük ölçüde toplumsal deger ve normlarca belirlenmektedir. Aile egitimiyle baslayan farkli yönlendirilme, çesitli iletisim araçlariyla, tüketim mallari ve reklamlarla pekistirilmektedir. Zaman zaman "sansasyonel basin"da çikan ve örnegin Avrupa'li kadinlarin esmer biyikli Türk erkeklerinden ne kadar hoslandigini ilan eden haberlerde baska bir örnek olusturur. Yani, her iki cinsin de begenmesi "gereken" tipler önceden çizilip benimsetilmektedir.
Psikologlar da cinsel çekime iliskin genel kurallari tespit etmeye giriserek, zaten bilinen bir çok noktayi yeniden dogrulamislardir: begeniler çesitli kisisel özelliklere göre belirlendigi halde, her cinsin üyelerine, karsi cinste neyin çekici olduguna iliskin yaygin bir görüs birligi bulunmaktadir. Bu alanda yapilan arastirmalar daha çok fiziksel nitelikler üzerinde durmakla beraber kisilik özelliklerinin önemli rolü oldugu yönündedir.
Toplumumuzda erkekler, henüz çok küçük yaslardan itibaren kadinin belirli özellikleri karsisinda coskulanmaya kosullanirlar. Bunlar, haliyle gögüsler, ince bel ve genis kalçalarla yumusak ve tüysü ten gibi en belirgin olan disi özellikleridir. Illinois Üniversitesi'nin psikoloji bölümünce yürütülen bir arastirma, erkeklerin bu anatomik özellikler arasinda da farkli tercihleri olmaktan öte, begenilen özelligin büyük ya da küçük olmasina göre de ayrildiklarini göstermistir. Ayni zamanda farkli tercihlerin belirli erkek karakterleriyle baglantili oldugu ortaya çikmistir. Örnegin, iri gögüslü kadinlarin daha çok disa dönük, sportmen, sigara tiryakisi ve çapkin olan erkeklerin hosuna gittigi anlasilmistir.
Kadinin yüz hatlari arasinda da erkege en çekici gelenleri, erkegin yüz hatlarindan en belirgin sekilde ayrilanlardir. Bunlarin basinda kadinin dolgun dudaklari, yumusak teni, tüysüzlügü ve ince kaslari gelir. Iste kozmetik sanayinin temel çikis noktalarindan biri de bu özellikleri vurgulamaktir. Büyük gözler de kadin için bir çekicilik unsurudur. Ilginç bir arastirmada erkeklere ayni kadinin iki fotografi gösterilmis ve birini seçmeleri istenmistir. Büyük çogunlugun seçtigi resmin, digerinden tek farki kadinin göz bebeklerinin biraz büyütülmüs olmasidir. Gözbebeklerinin insanin baktigi seyden coskulandigi zaman büyüdügü animsanacak olursa, erkeklerin tercihinde sasilacak bir yan olmadigi da anlasilir.

Hiç yorum yok: